OHAL KAPSAMINDA YÜRÜYEN SORUŞTURMALAR VE TUTUKLAMALAR “CADI AVI”NA DÖNÜŞMESİN

11700

Türkiye Barolar Birliği olarak, Birliğimizi oluşturan barolarımız ve baro başkanlarımızla beraber  yıllardır hukukun üstünlüğü mücadelesi veriyoruz.  

Devletin her kademesine sızmış ve yargıyı bir yol açma aracı olarak kullanan FETÖ adlı kanlı örgüte karşı da Türkiye Barolar Birliği olarak devlet yetkililerini ve kamuoyunu hep uyardık,  bu örgütle hep mücadele ettik. 

15 Temmuz darbe girişimi gecesinin ilk saatlerinden itibaren, devletimizin hain örgütle mücadelesine ve devletin içinden terör örgütünün tüm unsurlarının ayıklanmasına bütün gücümüzle destek veriyoruz. 

Bu destek kapsamında olmak üzere; darbe girişimi sonrasında başlayan soruşturmalarda insanların adil yargılanma ve lekelenmeme haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini, aksi takdirde soruşturmaların "cadı avı" olarak nitelendirileceğini, suçlu ile suçsuzun birbirine karışacağını ve bundan da en çok FETÖ'nün yararlanacağını ısrarla ifade etmekteyiz. 

Ne var ki bu süreçte, barolarımız üzerinde yerel dedikodu çarklarının döndüğünü, "tam zamanı" diyerek bir takım karalama kampanyalarının açıldığını, yargının yerel siyasi rekabete araç kılınmak istendiğini, önceki küçük husumetlerin bu vesileyle hesabını sorma hesapları yapıldığını da kaygıyla gözlemlemekteyiz.  

Şu ana kadar tutuklanan bir, gözaltına alınan iki baro başkanımızın ve baro yöneticilerimizin hakkında yürümekte olan soruşturmaları da kaygıyla izliyoruz. 

Yakın geçmişteki kumpas davalarda ortaya düşen gizli tanıkların beyanlarının hangi amaca hizmet ettiği, bu soruşturma ve davalarda yapılan usulsüzlüklerin esası nasıl çarpıttığı unutulmamalıdır. Bu yakın tarihimiz,  tekerrür etmemesini gerektirecek kadar yakındır! Esasen tarih, ondan ders almasını bilmeyenler için tekerrür eder. 

Başsavcılıklarımızın ve hakimlerimizin; yargının dedikodu ve iftiralara alet edilmesine, öç alma mekanizması olarak kullanılmasına izin vermemeleri  gerektiğini, tutuklamanın kaçma ve delilleri karartma koşulları gerçekleşmeden uygulanmasının sadece tutuklanan kişiler ile ailelerine değil, soruşturmaların özüne zarar verdiğini, savunma hakkı kısıtlanarak suçlu ile suçsuzun birbirinden ayrılmasının mümkün olmadığını, bunun da yargılamayı amacından saptıracağını, yanlış amaçlara alet edeceğini görmelerini diliyoruz.

Aksine bir yaklaşımın sadece ve sadece hain teröristlere yarayacağını kamuoyunun bilgilerine sunarız.


Av.  Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği Başkanı