"ARABULUCULUK SÜRECİNDE AVUKATIN ROLÜ" KONULU KONFERANS

6641

"ARABULUCULUK SÜRECİNDE AVUKATIN ROLÜ" KONULU KONFERANS VE ATÖLYE ÇALIŞMASI TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ'NİN EV SAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ''Arabuluculuk Sürecinde Avukatın Rolü'' konulu konferans ve atölye çalışması, Türkiye Barolar Birliği'nin ev sahipliğinde, 6-7 Ocak 2017 tarihlerinde gerçekleştirildi.

Uluslararası Avukatlar Birliği (UIA) Arabuluculuk Komitesi Başkan Yardımcısı Thomas Gaultier tarafından verilen konferansa, 140 arabulucu ve avukat katıldı.

Konferansın açılış konuşmalarını Adalet Bakanlığı adına Arabuluculuk Dairesi Başkanı Hakan Öztatar ile TBB adına Yönetim Kurulu Üyesi Av. Yurdagül Gündoğan yaptı. Gündoğan konuşmasında, arabuluculuğun hukukçulara, özellikle avukatlara özgülenmesinin yerinde bir düzenleme olduğunu vurgulayarak, Uzlaşma Yasası'nda da aynı şekilde düzenleme yapılmasının yerinde olacağının altını çizdi. Gündoğan şöyle devam etti:

İLK ADIMIN DOĞRU ATILMASI SÜRECİ DE ETKİLER

''Arabuluculuk, bir dizi eğitimlerden sonra yapılmaya hak kazanılan ayrı bir disiplin ayrı bir meslektir. Bu mesleği hukukçuların yapmasının yerinde olacağını savunmamızın iki önemli nedeni vardır: Birincisi, arabuluculuk faaliyetlerinin başladığı ilk adımda, Arabulucunun, önüne gelen uyuşmazlığın arabuluculuğa uygun olup olmadığını tespit aşamasında karşımıza çıkar. Uygulamada çok karışık, iç içe geçmiş birçok çatışmanın tek bir uyuşmazlık gibi önümüze geldiği ihtilaflar olacaktır. İlk adımın doğru atılması devamındaki sürecin de doğru ilerlemesini sağlayacaktır. İlk adımın doğru atılmasında, hukukçu bir arabulucu en az hata yapan olacaktır.

İkinci önemli husus ise; arabuluculuğun sonlanması aşamasında karşımıza çıkar. Arabuluculuk sürecinde taraflar anlaşmaya varabilecekleri gibi anlaşmadan da süreci sonlandırabilirler. Her iki halde de Arabulucu bir sonuç tutanağı düzenlemek zorundadır. Oturumların sonucunda çözüme ulaşılmış ise, sonuç tutanağına nelerin yazılacağı hususu çok önemlidir. Çünkü bu bölümde yapılacak bir hata, taraflardan en az birinin zarar görmesine, arabulucunun hukuki ve cezai sorumluluğunun doğmasına neden olabilir. Sonuç tutanağına nelerin yazılacağı hususunda, Yasanın çizdiği çerçeve hukukçular için yeterli ve anlaşılır bir çerçeve olabilir ama hukukçu olmayanlar için yasanın çizdiği çerçeve yeterince anlaşılır olmayabilir. İşte bu durumda da hukukçu bir arabulucu en az hata yapan olacaktır.

ARABULUCULUĞA TAŞINAN İHTİLAFLARIN YÜZDE 98'İ ÇÖZÜMLE SONUÇLANIYOR

Bir de işin başka bir boyutu vardır. O da Türkiye'de 100.000 avukatın olduğu, 15.000'inin arabuluculuk eğitimi aldığı gerçeğidir. Yani Türkiye'de avukatlar arabuluculuğu sevmiştir, benimsemiştir. Arabuluculuğun yasalaşıp uygulamaya geçtiği günden bu yana geçen iki yıllık süreçte, 5.000 civarında ihtilafın arabuluculuğa taşındığı, arabuluculuğa taşınan ihtilafların %98 inin çözümle sonuçlandığı hususları birlikte dikkate alındığında arabuluculuk için başka meslek grubu arayışına girmenin yersiz olduğu gerçeği karşımıza çakacaktır.

EN İYİ AVUKATLAR YAPAR

Farklı düşünenlere sormak isterim;

Hukuk fakültesi mezunu, mesleğinde en az 5 yıl deneyim sahibi, arabuluculuk eğitimi almış, ardından iki aşamalı sınavı vererek arabulucu olmuş, bununla da yetinmeyip her yıl yenileme eğitimleri alarak sürekli kendini geliştiren, hatta eğitim almaya doymayan biz avukat arabuluculardan daha iyi kim yapabilir bu mesleği?

Sayın Erdal İnönü'nün bir sözü vardır; 'Hayatta en yanıltıcı yol gösterici, korkudur…'' Bir gün arabuluculuğun başka meslek gruplarına açılacağı endişesinin bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermemeliyiz."

Konferans ve atölye çalışmasının ardından katılımcılara plaketleri takdim edildi.