4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü Sokakta Yaşayan Hayvanların Yaşam Hakkı Göz Ardı Edilemez
4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü, şehirlerin, sokakların ve kent yaşamının bir parçası olan; insanla birlikte var olmaya çalışan sokak hayvanlarının haklarını hatırlamak ve onları görünür kılmak amacıyla anılmaktadır.
Sokakta yaşayan hayvanlar, şehirlerin kalabalığı içinde var olma savaşı verirken; ne yazık ki ülkemizde onların yaşam hakkı, son dönemde çıkarılan yasal ve idari düzenlemelerle ciddi biçimde tehdit altına girmiştir.
2 Ağustos 2024 tarihinde kabul edilen 7527 sayılı Kanun ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikler, yıllardır uygulanan “aşıla-kısırlaştır-yerine bırak” ilkesini sona erdirmiştir. Bunun yerine, sahiplendirilemeyen hayvanların kalıcı olarak barınaklara hapsedilmesi ve “ötanazi” adı altında yaşam haklarının hukuken sonlandırılmasına olanak tanıyan bir sistem getirilmiştir.
Bu değişiklikler dahi yeterince ağır sonuçlar doğurmuşken, 13 Aralık 2024 tarihinde yayımlanan Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği, yürürlükteki yasayı dahi aşan bir içerikle, idareye neredeyse sınırsız bir takdir yetkisi tanımıştır. Sahiplendirmeyi zorlaştıran hükümler içeren yönetmelik, “tehlike arz eden ırk” gibi belirsiz kavramlar üzerinden ötanaziyi kanuna rağmen adeta zorunlu hale getirmiştir.
Bu düzenlemeler, sokakta yaşayan hayvanların korunmasını değil; 'kontrol altına alma' adı altında onların toplanarak izole edilmesini, yok sayılmasını, dışlanmasını ve sistematik biçimde ortadan kaldırılmasını amaçlamaktadır.
Oysa hukuk, yaşamı korumak için vardır. Sokakta yaşayan hayvanların yaşam, beslenme ve korunma hakkı yalnızca etik bir sorumluluk değil; Anayasa’nın 56. maddesiyle güvence altına alınmış, çevrenin ve canlı hayatının korunmasını emreden bir yükümlülüktür.
Sokakta yaşayan hayvanların sayısındaki artış, yıllardır yerine getirilmeyen kamusal hizmetlerin; yetersiz kısırlaştırma, denetimsiz üretim ve ihmalkâr yerel yönetim politikalarının bir sonucudur. Bu sorunun çözümü, hayvanları yaşam alanlarından uzaklaştırmak değil; bilimsel, sürdürülebilir ve hukuki zeminde geliştirilecek politikalarla mümkündür.
Türkiye Barolar Birliği Hayvan Hakları Komisyonu olarak:
● Sokakta yaşayan hayvanların yaşam hakkının tartışmaya açık olmadığını,
● Yasa ve yönetmeliklerin koruma amacından sapmaması ve 7527 sayılı yasa değişikliklerinin ve yönetmeliğinin iptal edilmesi gerektiğini,
● Hayvanların tehlike değil, kent yaşamının sessiz ama hak sahibi canlıları olduğunu hatırlatıyoruz.
Şunu da özellikle vurgulamak isteriz:
Kent hayatının doğal bir parçası sokakta yaşayan hayvanların varlığı bir sorun değil, toplumun ve yerel yönetimlerin ortak sorumluluğudur. Gerçek çözüm; kısırlaştırma, aşılama, rehabilitasyon, sahiplendirme veya yerinde yaşatma ilkelerini esas alan bilimsel ve etik uygulamalardır.
4 Nisan’ı gerçek anlamda bir “koruma günü” haline getirecek düzenlemeler yapılana kadar, sokakta yaşayan hayvanların sesi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Çünkü bu ülkenin sokaklarında yaşayan hayvanlar yalnız değildir.
Onlar bizim vicdanımız, ortak yaşamımızın sessiz ama vazgeçilmez canlılarıdır.
Türkiye Barolar Birliği
Hayvan Hakları Komisyonu
