Açış Konuşması

5779

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI’NIN, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ İLE ANKARA HUKUK FAKÜLTESİ TARAFINDAN 01 KASIM 2010 TARİHİNDE DÜZENLENEN “BİR HUKUK SAVAŞCISI AV.ÖZDEMİR ÖZOK ANMA TOPLANTISI’NDA YAPTIĞI AÇIŞ KONUŞMASI

 

Değerli Konuklar,

Sevgili Meslektaşlarım,

Sizleri Türkiye Barolar Birliği adına, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım adına, kendi adıma sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

Meslektaşımız, üstadımız, ağabeyimiz, başkanımız rahmetli Özdemir Özok’un aziz hatırası için düzenledikleri bu etkinlik nedeniyle Ankara Hukuk Fakültesi’nin değer bilir, hatır bilir, vefa bilir dekanı Sevgili Mustafa Hocama, Türkiye Barolar Birliği adına, kendi adıma ve izninizle sizlerin adına teşekkür ediyorum.

O gider, bu gider, şu gider, dostluk, sen yanı başımızda kalırsın” diyor ya hani şiir ustası Nazım, tıpkı onun söylediği gibi Faruk Hoca gitti, Eralp Hoca gitti, Teoman Ağabey gitti, Özdemir Ağabey gitti ve dostluk, onların dostlukları kaldı yanı başımızda.

Bugün bu etkinliğin düzenlenmiş olmasının nedeni, hepimizin burada bir araya gelmemizin nedeni dostluktur, Özdemir Özok’un dostluğudur, onun dostumuz olmasıdır, ona duyduğumuz sevgidir, saygıdır. Bir de yaptıklarıdır, geride bıraktıklarıdır, eserleridir.

Yaşam bana her zaman kendi rizom, yani yeraltındaki gövdem üzerinde yaşayan bir bitki gibi görünmüştür. Esas canlılığı görünmez, rizomun içinde gizlenmiştir çünkü. Toprağın üzerinde boy gösteren kısmı sadece tek bir yaz boyu yaşar. Sonra solar, kurur ve çürür; çünkü o gelip geçici bir hayaldir yalnızca. Yaşamın ve uygarlığın sonu gelmeyen bu doğup büyüme ve sona erme sürecini düşününce, her şeyin boş olduğunu düşünmekten kurtulamıyorum. Ama yine de bu sonsuz akışın altında yaşayan ve kalıcı olan bir şeyin hissini asla yitirmedim. Bizim gördüğümüz çiçektir, geçer. Rizom ise kalır.”  

Bu satırlar analitik psikolojinin kurucusu Carl Jung’a ait. “Anılar, Rüyalar, Yansımalar” isimli kitabında yazıyor bunları. Jung’un bıraktığı yerden, ama onun yazdıklarını esin alarak devam eder isek eğer, bizim gördüğümüz, tanıdığımız Özdemir Özok bir çiçektir, gelip geçmiştir. Ama onun esas canlılığı kendi rizosu içinde gizli kalmıştır. Onun rizosu yaptıklarıdır, eser olarak bize bıraktıklarıdır. Onlar yaşıyor ve hep de yaşayacak.

Değerli Konuklar,

Sevgili Meslektaşlarım,        

Kimileri çok erken ölür, kimileri de çok geç” diyor Nietzche ve ekliyor: “Doğru zamanda öl.” Her doğan potansiyel ölüm adayıdır. Yani hepimiz ölümlüyüz. Sevgili Özdemir Ağabey de bir gün gelip ölecekti. Nitekim öldü de. Ama doğru zamanda ölmedi. Daha yapacak çok işi, söyleyecek çok sözü varken öldü. Onun ölümünün üzücü olan yanı, hepimizi üzen yanı bu.

Bir güneşin, bir de ölümün yüzüne doğrudan bakamayız. Onun ölümüne de doğrudan bakamadık. Kabullenemedik yani. Ölüm ona hiç yakışmadığı için kabullenemedik. Ama kader bu. “Amor fati”, yani “kaderinizi sevin” diyor Nietzche. Diğer bir deyişle “sevebileceğiniz bir kader yaratın” diyor. Özdemir Ağabey sevebileceği bir kader yaratmıştır kendine. Mesleğinde başarılı olmuştur, meslek örgütünde zirveye gelmiştir. İyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir evlat, iyi bir ağabey, iyi bir dost olmuştur. Yaşarken değdiği insanlara sevgiyle dokunmuş, dokunarak geçtiği her insanda izler, iyi izler bırakmıştır. Biz dostları, sevenleri için tek teselli de budur, bu olmuştur.

Sevgili Özdemir Ağabey’in aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğilir, beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder, sevgi ve saygılar sunarım.


Av.V.Ahsen Coşar
Türkiye Barolar Birliği Başkanı

 

Fotoğraflar


Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7

Fotoğraf 8