Yeni Kanunların Tanıtımı

6548

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ’NİN YENİ KANUNLARIN TANITIMI KONULU TOPLANTILARI DEVAM EDİYOR

Türkiye Barolar Birliği’nin yeni kanunların tanıtılması konusunda başlattığı ve Başkan Yardımcısı Av.Talay Şenol’un  koordinatörlüğünde yürüttüğü çalışmalar, Çanakkale Barosu ile birlikte 01-02 Nisan 2011 tarihleri arasında Çanakkale’de düzenlenen “Hukuk Muhakemeleri Kanunu” konulu etkinlikle sürüyor.

Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr.Süha Tanrıverdi, Prof.Dr.Oğuz Atalay, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av.Talay Şenol’un konuşmacı olarak katıldıkları toplantıya, çok sayıda hakim ve avukatın yanı sıra Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı, 18 Mart Üniversitesi Rektörü, Çanakkale Emniyet Müdürü ve Defterdarı katıldılar.

Çanakkale Barosu Başkanı Av.Tülay Ömercioğlu ile Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Fevzi Argıç’a Türkiye Barolar Birliği’nin plaketini takdim eden Birlik Başkanı Av.V.Ahsen Coşar yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:

 

“Sizleri Türkiye Barolar Birliği adına, Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarım adına, kendi adıma sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Mustafa Kemal ve askerlerinin destan yazdığı, o nedenle destan kenti, kahramanlar kenti, gaziler kenti, Mehmet Akif’in ifadesi özlü ifadesiyle “vurulup alnından tertemiz yatan” şehitler kenti Çanakkale’de ve siz değerli meslektaşlarımızla birlikte olmaktan duyduğumuz mutluluğu özellikle bilmenizi isterim.

Değerli Meslektaşlarım,
  
Kuruluş bir insanlar topluluğudur, ortak amaç için bir araya gelen ve çalışan insanlardan oluşur. Kuruluşun işlevi, gerek kendisi, gerekse üyeleri için bilgileri verimli kılmaktır. Bilgiler ne kadar ihtisaslaşmış olurlarsa, o kadar daha fazla etkili ve yararlı olurlar. Gelişmiş ülkelerde kuruluşlar, kendileri ve üyeleri için bilgileri verimli kıldıkları, bilgileri ihtisaslaştırdıkları, bilgiden bilgilere geçtikleri, yeni ve güncel bilgilerle buluştukları ölçüde toplumun merkezi konumuna gelmişlerdir.

Gerek Türkiye Barolar Birliği, gerekse barolar bir kuruluş, bir meslek kuruluşudur. Meslek kuruluşu olarak baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin en başta gelen görevi; çağdaş yönetim anlayışının gerektirdiği kurumsal yönetim kurallarını uygulamak, en önemli kaynağı olan üyelerini verimli ve başarılı kılacak sistemleri oluşturmak, değişimin çok hızlı ve çok yönlü olduğu bugünün dünyasında, mesleki ve toplumsal fırsatları erken yakalayıp iyi değerlendirmek, avukatlık mesleğinin alanını genişletecek projeksiyonlar ve projeler geliştirip uygulamak, üyesi olan avukatların mesleki bilgilerinin, donanımlarının artırılmasına katkıda bulunmak, onları yeni ve güncel bilgilerle buluşturmak, bu suretle başarılı olmalarına, kalitelerini artırmalarına katkı sağlamak, sonuç itibari ile baroları ve avukatlık mesleğini yüksek değer yaratan bir topluluk haline getirmektir.

Bugün burada bulunmamızın, bu ve benzeri toplantıları düzenlememizin nedeni ve amacı budur.

Sevgili Meslektaşlarım,

Cumhuriyetimizin temel hedeflerinin başında hukuk yoluyla toplumu değiştirmek ve dönüştürmek gelir.  Büyük Atatürk’ün önderliğinde ve Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte başlayan devrim sürecinde hukuk devrimine öncelik verilmiş olmasının nedeni budur, yani Cumhuriyetimizin özünde bir hukuk projesi olmasıdır. Bu projenin hedefine ve amacına uygun olarak Cumhuriyetin kuruluşunu takiben pek çok kanun yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunlardan birisi de 18 Haziran 1927 tarihinde yürürlüğe konulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’dur.

Herhangi bir kanun yürürlüğe konulduğunda ne kadar mükemmel hazırlanırsa hazırlansın; değişen ve gelişen sosyal ilişkiler ile teknoloji karşısında, yeni düzenlemelere ihtiyaç göstermekte, özetle daima sosyal hayata, iş hayatına ilişkin ihtiyaçların ve taleplerin gerisinde kalmaktadır. Esasen kanunlar da insanlara benzerler. Bu bağlamda ve zamanla yaşlanırlar, yorulurlar, kendisini değiştirmeyen, yenilemeyen ve o nedenle zamanın ruhunu yakalayamayan insanlar gibi eskirler, işe yaramaz hale gelirler. Yürürlüğe girdiği tarihten bu yana geçen 84 yıl içinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu da, yapılan kimi değişikliklere rağmen ne yazık ki eskimiş, yorulmuş, ihtiyacı ve talebi karşılayamaz duruma gelmiştir. O nedenle değiştirilmesi zorunlu olmuş ve Yüce Meclis tarafından değiştirilmiştir.

Hepimizin bildiği üzere usul kanunlarının en önemli işlevi; yargılama faaliyetinin hızlanmasına, bu suretle devletin en önemli işlevi olan adalet hizmetinin iyi bir biçimde yürütülmesine, hakkın sahibine bir an önce teslim edilmesine doğrudan etki yapmasıdır. Usul kanununun bu işlevini ifade eden en güzel deyiş, eski, ama halen geçerli ve hep geçerli olacak olan deyiş “usul vusule, yani sonuca, yani karara götürür” özdeyişidir.

Emekli bir çalışmanın ürünü olan yeni usul kanununun bu amaca hizmet edeceği muhakkaktır. O nedenle hazırlanmasında emeği geçenlere, ki o emeği verenlerden olan Sayın Hakan Pekcanıtez, Süha Tanrıver, Oğuz Atalay hocalarımız ile Talay Şenol ve Cengiz Tuğral üstatlarımız bugün burada ve bizlerle birlikteler. Kendilerine hem kanunun hazırlanmasına verdikleri emek, hem bu tanıtım toplantısına katıldıkları ve dolayısıyla bizleri aydınlatacakları için Türkiye Barolar Birliği adına, kendi adıma ve izninizle sizlerin adına teşekkür ediyor, hepinizi bir kez daha sevgi ve saygı ile selamlıyorum.”

 

 Fotoğraflar


Fotoğraf 1

Fotoğraf 2

Fotoğraf 3

Fotoğraf 4

Fotoğraf 5

Fotoğraf 6

Fotoğraf 7

Fotoğraf 8

Fotoğraf 9

Fotoğraf 10